29 Ağustos 2011 Pazartesi

Bora'nın Kehribar Kolyesi (Amber Teething Necklace)

Bu diş çıkarma denen zorlu ve uzun soluklu mücadelede bir yardımcımız var: kehribar kolye (amber teething necklace).

Bu bebek için hazırlanmış özel kehribar kolye, küçük kehribar taşlarından oluşuyor. Her bir taş, arada bir düğüm atılarak sağlam bir ipe dizilmiş. Yani bir yerden kopsa bile çocuğunuz için bir risk oluşturmuyor, dağılmıyor.

Genel mantık da şöyle: Kehribar taşı (amber), bebeğin teni ile temas edince antienflamatuar etkisi olan bir nevi bir reçine salgılıyormuş. Bu salgı da, diş çıkardığı için ağrı, sızı ve stres içinde olan bebeciğimizi rahatlatıyormuş.

Ben bu tüyoyu anne-bebek yogası derslerimizi aldığımız Sibel Hoca'dan duydum ve öğrenir öğrenmez de Amazon'dan sipariş ettim. Sağolsun bizim Bora'nın bir numaralı favorisi Pınar Teyzesi New York'tan gelirken getirdi bizimkinin Amazon siparişini :))) O gün bugündür de takıyor bizimki kolyesini.

Önceleri işe yarayıp yaramadığını anlayamıyorduk ama geçenlerde kolyesini takmayı unuttuğumuz bir gün baktık bizimki normalden daha fazla söyleniyor, dedik herhalde işe yarıyor bu kolye :)
 

Bu resimde Bora'nın tişörtünün üstünde kalmış kolye ama normalde tenine temas etsin diye tişörtün içinde duruyor.

Bence bu kolyenin tek bir dezavantajı var, o da toplum baskısına neden olması! Genellikle çocuğa su içirmediğimiz için karşı karşıya geldiğimiz "teyze baskısı", bu kolye konusunda da belirebiliyor: Aman kolyeyi yemesin yutmasın, yok kolye boynunu sıkmasın gibi ince baskılar gelebiliyor. Bu arada çok önemli bir not: "Teyze" dediğimiz kişinin yaşı yok. Son derece genç teyzelerle de karşılaştım ben şu ana kadar :))))

Banyo Lavabosuna Gülümseyen Adam :)))

Bizim Bora denizi ve suyu çok seven bir kişi olmuş durumda. Eğer deniz kenarındaysak, güzel güzel denize sokuyoruz, yüzdürüyoruz, cıbı cıbı yaptırıyoruz kendisine.


Her an denize gitme imkanı yok tabii. Evdeyken de bizim genç su kenarı ambiansı yaşasın diye her gün banyo yaptırıyoruz, suda takılıp gülücükler saçıyor etrafa :)

Gün içinde hava fena halde sıcak olduğunda da ara ara banyoya gidip Bora'yı lavabonun kenarına "oturtuyorum" (henüz tam olarak oturamadığı için kollarının altından tutarak oturtmaca) ve suyu açıp ayaklarını yıkıyorum :))) Çok hoşuna gidiyor, kesinlikle itiraz etmiyor ve uzun uzun devam edebiliyoruz bu aktiviteye. Yani herhalde yarım saat otursa oturur orada uslu uslu.. Hipnotize oluyor adeta.

Bu nedenle deee, kendisi ne zaman banyo lavabosunu görse gülümsüyor! Neredeyse bize gülümsediği kadar gülümsüyor lavaboya! Canım benim :)))

Diş Buğdayı Hadisesi

Bu diş buğdayı denen şey ne eğlenceliymiş! Bora'nın diş buğdayını 13 Ağustos'ta yaptık, çok da keyifli oldu. 4.5 aylıkken ilk dişini çıkaran Bora Bey'e bir parti yakışır diye düşündük, sağolsunlar annemle babam evlerini açtılar bize ve partiiiiiiiiiiiiii :))))

Partinin en güzel parçası da Bora'nın "meslek seçimi" oyunuydu :) İleride yapacağı meslekleri sembolize eden çeşitli nesneler koyduk masaya. Normalde kalem, kitap, efendim makas gibi basic bazı nesneler konurmuş. Biz biraz abartarak disko topu, gemi, sörfçü, koyun, Vespa motosiklet gibi nesneler de eklemiştik. Disko topu eğlence sektörünü sembolize ediyor, koyun hayvancılık sektörünü temsil ediyor, Vespa'yı seçerse gezgin - seyyah olacak gibi gibi. Bir de cami vardı hatta! Annem ekledi, camiyi seçerse müezzin olur çocuk diye :)


Boracık öğlen saatlerinde uyumuştu, uykudan uyanır uyanmaz çocuğu bu objelere doğru sürükledik ve seçmesi için uğraşmaya başladık.


Ancak kendisi henüz sadece 5 aylık bir minik kişi olduğu için uzanıp alamadı herhangi bir objeyi tabii. Bunun üzerine objeleri bir kutuya koyarak önüne getirmeyi akıl ettik :)




Bu sistem işe yaradı, Bora uzandı, önce gemiyi almaya çalıştı (armatör olacak yavrucum!), tam alacakken üstünde duran steteskop da geldi, en sonunda gemi düştü, steteskop kaldı bizimkinin elinde :))) Yanii: gönlü denizlerde olan bir doktor var karşımızda :))))







10 Ağustos 2011 Çarşamba

Dişler, ah o dişlerrrr!!!

Evet, Bora Efendi'nin dişleri gelmeye başladı. Altta iki tane dişi var kendisinin. Pek de sivri, keskin birşeyler :) Isırdı mı basbayağı iz bırakıyor valla! Şimdi de üstten iki diş bekliyoruz, gayet neşeli (!) bir bekleyiş oluyor.

Diş çıkarma işi hakikaten dendiği kadar varmış, pek zorlu bir mücadeleymiş, çocukcağız 2 aydır uğraşıp duruyor. Elleri sürekli ağzında (bazen iki elini birden ağzına sokuyor, çok eğlenceli!), salyalar her yerde, bir de ağrı sızı yapıyor belli ki, hafif bir vızıldanma efekti var gün boyu... Neşe doluyor insan canım!



Bir de tabii dişini kaşıma olayı var: oyuncakları, ellerimiz, örtüler, cibinlik, kıyafetleri, artık eline ne geçerse dişini kaşımakta kullanıyor bızdık :))

Bunun haricinde bugünlerde Bora Bey:
  • Denize giriyor :) Yüzmeyi çok seviyor! Şu ana kadar Geyikli'de ve Gelibolu'da denize girdi, özellikle ılık deniz suyunu çok seviyor, güzel güzel ayaklarını çırpıyor :)
  • Ayaklarını tutabiliyor :) Artık oyuncaklar pek ilginç değil, ayaklar daha ilginç!
  • Evde vakit geçirmeyi pek sevmiyor. Bize yazık oluyor biraz ama olsun. Kışın ne yapacağız acaba?
  • Özellikle deniz, havuz gibi mavi sulara bakmaya bayılıyor!
Ve daha neler neler!! Şu anda kendisi vızıldandığı için ara veriyorum ;)